Dünyanın atmosferi her zamankinden daha hızlı ısınıyor. Küresel sıcaklıklar bir yüzyılı aşkın bir süredir artmakla birlikte son yıllarda hızlanmış ve şu anda tarihteki en yüksek seviyeye ulaşmış durumda.

Karbon (CO2) emisyonları sera etkisine neden oluyor, ısıyı hapsediyor ve dünyamızı doğal olarak olabileceğinden daha hızlı bir şekilde daha sıcak hale getiriyor. Gezegenimizin sıcaklığını kontrol altında tutmak istiyorsak karbon kirliliğini azaltmak oldukça önemli. Bu nedenle işletmeler, daha iyi yeşil uygulamalar ve giderek daha iddialı sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda çalışıyor.

Dünyada artan enerji fiyatları ve her geçen gün zorlaşan piyasa koşulları, tüm şirketleri enerji tüketimlerini gözden geçirmeye zorluyor. İşte bu noktada bir ticari işletmenin kârlılığı, enerji kaynaklarını verimli kullanmasına bağlıdır; bu, enerji verimliliğine yönelik uygulamaların artık işletmelerin gündeminde vazgeçilmez bir madde olduğu anlamına gelmektedir.

Sistem basıncının hassas bir şekilde kontrol edilmesi enerji tasarrufu sağlayabilir. Örneğin 8 bar gerçekten gerekli mi, yoksa 7 bar yeterli mi? Eğer öyle olsaydı, herhangi bir yatırım yapmadan, basınçlı havayla ilgili enerji maliyetlerinde yüzde sekiz ila on oranında tasarruf edersiniz.

Atık ısının kullanılabileceği birçok termal proses olduğundan, ısı geri kazanımı kompresör verimliliğini de önemli ölçüde artırabilir. Yağ enjeksiyonlu kompresörlerde kullanılan enerjinin yüzde 94'ü ısı olarak geri kazanılabilmektedir.

Kapsamlı bir durum değerlendirmesi aynı zamanda enerji tüketimini ve sızıntı ölçümünü de kapsar. Çoğu zaman önemli miktarda tasarruf sağlayabilir: Bakımı iyi yapılan basınçlı hava ağlarında bile, üretilen basınçlı havanın yüzde 10 ila 20'si sızıntılar nedeniyle kaybolur ve bazı durumlarda bu oran yüzde 40'a kadar çıkar.